Kısırlık (infertilite) Araştırılması – Güncel Kısırlık Tanı ve Tedavi Seçenekleri

Kısırlık (infertilite) Araştırılması – Güncel Kısırlık Tanı ve Tedavi Seçenekleri

Kısırlık (infertilite) genellikle, bir çiftin, bir yıllık düzenli, korunmasız ilişkisine rağmen gebelik elde edilememesi olarak tanımlanır. Kısırlığın araştırılmasında ilk yapılması gereken test semen analizidir ve 2 ay aralıklarla en az iki defa tekrarlanmalıdır. Semen analizi normal ise erkekte kısırlık yaratacak bir sorun olmadığı kabul edilir.

Sperm Analizi (Spermiogram)

İnceleme için meni verilirken dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır: Sperm örneğinin bir cinsel ilişki veya boşalmadan sonra en az 3 gün, en fazla 5 gün sonra verilmesi gerekir. Örnek alınırken kayganlaştırma amacı ile tükürük, sabun veya şampuan gibi maddeler kullanılmamalı ve meni temiz bir kaba alınmalı, inceleneceği laboratuara en geç 60 dakika içinde ulaştırılmalıdır.
Sperm analizinde meninin miktarı, asiditesi mililitredeki sperm sayısı, spermlerin hareketliliği , yapıları ve içerdiği yuvarlak hücreler değerlendirilir. Gerekli görüldüğünde antisperm antikor testleri ve mikrobiyolojik incelemeler yapılır
Semen analizi ile eş zamanlı olarak kadının yumurtlayıp yumurtlamadığına bakılmalıdır. Bu amaçla adetin 19-21. günleri arasında basit bir hormon tahlili (progesteron) yapılabileceği gibi ultrason takipleri veya idrarda LH ölçümleri de yapılabilir.

Kısırlık nedir?

Haftada 2–3 kere korunmasız olarak yapılan düzenli ilişkiye rağmen 1 yıllık süre içinde gebelik elde edilemediğinde, kısırlık durumunun varlığından söz edilebilir. Evliliğin ilk altı ayı içerisinde gebelik oluşmaz ise çiftlerin hemen hekime müracaat etmesi gerekmez

Kısırlığın nedenini anlamak için hangi testler uygulanıyor?

Gebeliği sağlamak amacıyla erkeğe yapılan ‘spermiyogram testi’ ile erkeğe ait problemler büyük ölçüde aydınlatılabiliyor. Kadınlara uygulanan testler de kadınlara ait problemlerin daha ayrıntılı olarak değerlendirilmesini sağlıyor. Kadın faktörü değerlendirilirken; yumurtalıklar ve yumurtlamanın olup olmaması, tüplerin durumu ve rahim ile ilgili problemler araştırılıyor. Teşhis için yapılan incelemeler tamamlandığında, çiftlerin büyük çoğunluğunda tanı konulur ve nedene yönelik tedavi seçenekleri tercih edilir.
İnfertil bir çiftin araştırılması için kadın ve erkeğin birlikte gelmesi önemlidir. Bu sırada varsa çifte ait önceki tetkik ve filmlerin değerlendirilmesi yapılır.
İnfertil çiftin araştırılmasına ilk önce erkek faktörünün incelenmesiyle başlanır.

Güncel Kısırlık Tedavileri Nelerdir?

guncel-kisirlik-tedavileri
Güncel Kısırlık Tedavileri Nelerdir?

Kısırlık dünya genelinde üreme çağındaki nüfusun yaklaşık yüzde 15’ini etkileyen ciddi bir sorun. Kısırlık, erkek ve kadınları eşit oranda etkileyen bir durum. Çocuk sahibi olamama sorunu yaşayan çiftlerin yaklaşık yüzde 30’unda hem kadın, hem de erkek kaynaklı sorunlar mevcut.
Güncel kısırlık tanı ve tedavi yöntemleri ile bu sorunların büyük bir kısmına çözüm bulunabiliyor. Ancak bunun önündeki en büyük engellerden biri, yaş yani tanı amaçlı başvurularda çiftlerin çok geç kalıyor olması. Oysa kısırlık sorunu, erken tanı ve uygun tedavi seçenekleri ile çözülebilir. Özellikle erkekler bu konuda ciddi anlamda zaman kaybedebiliyor. Erken yaşlarda tespit edilebilen erkek kısırlığı nedenlerinin birçoğu, sorun ciddileşmeden çözülebiliyor.

Kısırlık tedavisine başlamak için ne kadar beklemek gerekir?

Kısırlık tedavisi yönünden tedaviye başlamadan önce en az bir yıllık bekleme süresi gerekmektedir. Çünkü hiçbir sorunu olmayan çiftlerde bile aylık gebelik oranı yaklaşık olarak yüzde 25’tir. 1 yıllık süre sonunda gebe kalma oranı yüzde 80 kadardır. Bu nedenle çiftlerin 1 yıl kadar beklemesi uygundur.

Kısırlık tedavisi için bekleme süresi her yaştaki insan için aynı mıdır?

Gebelikte kadının yaşı önemli rol oynadığından; 35 yaş üzeri kadınlarda bekleme süresi 6 ay olmalı, 40 yaş üzerindeki kadınlarda ise gebelik isteği durumunda, hiç beklemeden bir merkeze başvurulmalıdır.

Kısırlığın nedenleri kadında ve erkekte değişiklik gösterir mi?

Kısırlıkta kadına ve erkeğe ait nedenleri ayrı tutmak gerekir. Erkeklerde sperm üretimi sorunları en başta gelir. Spermlerin sayısının az veya yetersiz olması, spermlerin hareket ve şekil bozuklukları gebeliği önemli derecede engelleyebilir. Bunun yanında cinsel fonksiyon bozuklukları, erkek üreme yollarının iltihapları ve sistemik hastalıklar gibi nedenler de kısırlığa yol açabilir. Kadınlarda ise yumurtlama sorunlarının olması, tüplerde iltihap veya tıkanıklık olması, tüplerde anatomik bozukluklar, rahim içerisinde miyomlar ve poliplerin olması ve ayrıca endomeriyozis, guatr hastalıkları ve şeker hastalığı gibi sorunlar gebeliği engelleyebilir.

Herkes için aynı tedavi yöntemi mi tercih ediliyor?

Kısırlık sorunlarında tedavi, nedene göre yapılır. Erkek kısırlıklarında hastalar ürologlar tarafından değerlendirilir. Var olan problemler, ilaçlarla ya da cerrahi metotlarla tedavi edilebilir. Erkek kısırlıkların da tedaviye cevap alınamadığında, aşılama ya da tüp bebek gibi üremeye yardımcı metotlarla gebelik elde edilebilir. Kadınlarda ise aynı şekilde ilaç ya da cerrahi yöntemlerle birçok vakada gebelik şansı arttırılabilir.

Kısırlığın nedeni mutlaka anlaşılabilir mi?

Tüm kısır çiftlerin yaklaşık yüzde 10-15’inde kadına ya da erkeğe ait herhangi bir problem bulunamamaktadır. Bu duruma ‘sebebi bilinmeyen’ ya da ‘açıklanamayan kısırlık’ deniyor. Açıklanamayan kısırlık tanısı konulmuş bir çiftin bu teşhisi kabullenmesi bazen hayli güç oluyor.

Düzenli adet gören kadınların %95″i normal olarak yumurtlarlar. Dolayısıyla adet düzeninin iyi sorgulanması bile tek başına yumurtlama açısından aydınlatıcı olacaktır.

Kadında en önemli testlerinden biri yumurtalık kapasitesinin saptanmasıdır. Bunun için adet döneminde vajinal yolla bir ultrason yapılarak yumurtalıklar içindeki primordial foliküller (içinde yumurta barındıran gelişime müsait minik kistler) sayılır.

İki yumurtalıkta toplam 6 taneden az primordial folikül varlığı yumurtalık kapasitesinin azalmış olduğu yönünde kuvvetli bir bulgudur. Kadınlar da yumurtalık kapasitesi 37 yaşından itibaren azalmaya başlar ve 44 yaşından sonra kadının çocuk sahibi olabilmesi çok zorlaşır. Bazen yumurtalık kapasitesi daha erken azalır.

Özellikle ailesinde erken menopoz olan kadınlarda, daha önce yumurtalıklarından kist aldırmış olan kadınlarda, tek yumurtalığı alınmış olan kadınlarda, endometriosis öyküsü olan kadınlarda, genç kısır çiftlerde ve tekrarlayan düşükleri olan çiftlerde yumurtalık kapasitesinin çok dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir.

Semen analizi ve yumurtlaması değerlendirilen çiftlerde kadının tüplerinin açık olup olmadığı araştırılır. Bunun için rahim tüp filmi (HSG-histerosalpingografi) çekilmesi gerekir.

Kadının değerlendirilmesinde kullanılan hormonal testler:

Kadına Ait Kısırlık Nedenleri ve Tedavisi
Kadına Ait Kısırlık Nedenleri ve Tedavisi

FSH, LH, E2, Prolaktin, SerbestT4, TSH, Serbest Testosteron, 17-OHProgesteron, DHEA-S04,  Androstenedion

Semen analizi, yumurtlaması ve yumurtalık kapasitesi normal olan çiftlerde kadının tüplerinin açık olup olmadığı değerlendirilir. Bunun için adetinin bitiminden hemen sonra (yumurtlama döneminden önce) ilaçlı rahimfilmi (HSG-histerosalpingografi) çekilir. Bu dönemde rahim içi daha iyi görülür ve yumurtlama döneminden sonra olası bir erken gebeliğe zarar verilmemiş olur.HSG ile rahim iç boşluğu ve tüpler değerlendirilir. Tüplerin açık olup olmadığı ve kapalıysa hangi seviyede kapalı oldukları görülür ancak HSG tüplerin açık olup olmadıkları hakkında bilgi verdiği halde tüplerin işlevi hakkında bilgi vermez.

HSG (RAHİM FİLMİ)

HSG basit ve çoğu zaman ağrısız bir işlemdir, bazen ilacın hızlı ve basınçlı verilmesine bağlı rahimde kramplara neden olabilir. HSG  ile karın içindeki yapışıklıkları ve bunların şiddetini anlama olasılığı azdır. HSG’de rahim boşluğunun kenarlarında düzensizlikler veya dolma defektleri, rahimde şekil bozukluğu veya yapısal bozukluk varsa, rahim içi yapışıklıklarının, myom ve rahim içi poliplerinin değerlendirilmesi ve tedavisi  için histeroskopi  uygulanır. Histeroskopi fiberoptik ışık kaynaklı cihazın rahim ağzı yoluyla rahim boşluğuna sokularak rahim içinin endoskopik olarak incelenmesidir.

Genel anlamda HSG’de kuşku veren olgularda, nedeni açıklanamayan infertilitede, genital organ anomalilerinde, pelvik ağrı ve adet görememe durumlarında ise tanı ve /veya tedavi amacı ile Laparoskopi  uygulanır. Laparoskopi soğuk ışık kaynağı ile aydınlatılan fiberoptik bir sistemin karın boşluğuna sokularak, karın içi organlarının tetkik edilmesi işlemidir.

HSG basit ve çoğu zaman ağrısız bir işlem olmasına rağmen teknik olarak ilacın hızlı ve basınçlı verilmesine bağlı rahimde kramplar yapabilir. İşlem adetinin bitiminden hemen sonra yapılmalıdır. Bu şekilde rahim içi daha iyi görülür ve yumurtlama döneminden sonra olabilecek çok erken bir gebelik olasılığı ortadan kaldırılır.

HSG ile rahim iç boşluğu ve tüpler değerlendirilir. Tüplerin açık olup olmadığı ve kapalı ise hangi seviyede kapalı oldukları anlaşılabilir. Özellikle tek tüpün rahme bitişik olduğu yerden kapalı olması durumu bazen ilacın basınçlı verilmesi sonucunda tüpte kasılma olmasına bağlıdır. Bu durumda gerçek değil yalancı bir tıkanıklık vardır.

HSG ile karın içindeki yapışıklıkları ve bunların şiddetini anlama olasılığı azdır. HSG tüplerin açık olup olmadıkları hakkında bilgi verdiği halde tüplerin işlevi hakkında bilgi vermez.

Öyküsünde ve fizik muayenesinde herhangi bir bulgusu olmayan kadınlarda karın içinin bir kamera yardımı ile gözlenmesine olanak tanıyan laparoskopi adı verilen bir işlem yapılabilir.

Laparoskopi eskiden çok sık kullanılan bir teknik olmasına karşın bugün özellikle tanısal anlamda kullanımı daha kısıtlıdır

Kısırlık araştırmalarında kullanılan ancak önemi tam olarak kanıtlanmamış testler de vardır.

Bunların arasında immunolojik araştırmalar (antisperm antkorları) ve postkoital test (ilişkiden sonra rahim ağzındaki sıvının spermlerin varlığı açısından incelenmesi) sayılabilir.

Çıkan sonuçlar tedavi yaklaşımlarını değiştirmediği için günümüzde hemen hemen hiç kullanılmamaktadır.

Yorum ekle